'Meksika'da İnka tapınaklarına çıkmak isteyen Avrupalı bir grup Arkeolog birkaç yerli rehberle yola koyuluyor. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu kısa bir sürede yarılıyorlar. Aynı hızla biraz daha yol aldıktan sonra yerliler kendi aralarında konulup birdenbire yere oturuyor ve böylece beklemeye başlıyorlar. Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyor. Saatler sonra yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola çıkıyor ve sonunda İnka tapınaklarına varılıyor. Arkeologlardan biri yaşlı rehbere soruyor: 'Anlayamadım neden yolun ortasında oturup saatlerce bekledik?' Yaşlı rehberin cevabı o kadar güzel ki:
Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık. Ruhlarımız bizden çok uzakta kaldı. Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik....'
Niye hep içimizde bir eksiklik duygusuyla yaşadığımızı, niye mutlu olmayı beceremediğimizi, niye kendimiz olmayı başaramadığımızı ve 'niye' ile başlayan daha bir dolu sorunun cevabını açıkça veriyor İnkaların yaşlı torunu. Çünkü bu aptal hayat içinde o kadar hızlı yol alıyoruz ki...Ruhumuz çok arkada kaldı, hatta onu nerelerde unuttuğumuzu bile hatırlamıyoruz...' -Can Dündar
Devamı var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder