2 Aralık 2011 Cuma

Haftanin Yazisi

Zamani Yakalamak
Aynada yuzunun yansimasina takildi. Gozleri ayni bakiyor, yillara meydan okuyan bebeksi teninde hafiften baslayan kucuk kirisikliklar goz kenarlarini opuyor guldukce. Sehri en tepeden goren binanin kirmizi boyali terasinda gecenin tadini cikarirken dev aynalarin golgesinin dustugu salonda dans eden kalabaligin arasinda ellerini gokyuzune acip muzigin ritmiyle sallandi. Tek duydugu sey o an calan parcanin sozleriydi. Ziplamaya basladi. Saclarina bagladigi kizil kurdelesi gevseyip omuzlarindan suzulup yere dustu. Kalabaligin ayaklari altinda ezildi gitti. Gozlerini acip kapadi, derin bir nefes aldi. Muzigi daha cok icinde hissederek dusunmeye basladi. Yillar boyu inandigi, savundugu, onu kendisi yapan kurallarini, iliskilerini, hatalarini ve pismanliklarini. Her gun bir sonraki gune erteledigi tutkularini, hic sira gelmeyen isteklerini, buyurken gectigi en zorlu sokagin kosedinde unuttugu kendisini...Muzik durdu. Kalbi hizla atarken kalin bir erkek sesi kalabaliga seslendi: 'Ani yasiyo muyuz, herkes burada ayni yerde mi?'
Zaman, Bizimle alay eder gibi . Yanimizdan akip giderken bize sadece arkasini gosteriyor. Onu kovalamamiz icin kuyruk salliyor sanki. Biz de gozu kor olmus asik gibi takiliyoruz pesine yakalama umuduyla. Ama her seferinde erteledigimiz 'kendimiz' ona ulasmamizi engelliyor. Bu umutsuzlukla da artik kosmuyor sadece ona oylece uzaktan bakiyoruz.
Gecenin tek anlami onun icin bir anlik bile olsa zamani yakalamakti. Tavanda donup duran isiklarin altinda ellerini gokyuzune acmis zipliyor ve bir yandan da gulumsuyor. Anin yanibasinda oldugunu bilmenin rahatligiyla zamana kafa tutuyor. An gecip gidiyor. Gozlerini aciyor. Gece gune donusuyor...Elif Akbas

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder